Posts Tagged '‘kalp’'

Bu kalp krizi daha tehlikeli

Bu kalp krizi daha tehlikeli

İspanyol bilim adamları yaptıkları araştırmalar sonucunda sabah saatlerine geçirilen kalp krizinin, günün diğer saatlerindeki geçirilenlere oranla daha tehlikeli olduğunu ortaya çıkardı.

İngiliz Kalp Dergisi tarafından yayınlanan araştırma İspanya’nın Madrid kentinde bir klinikte enfaktüs geçiren 811 hasta üzerinde yapıldı. 2003-2009 yılları arasındaki araştırmada sabah 06:00 ile öğle saatlerinde meydana gelen kalp krizlerinin yüzde 21 oranında daha tehlikeli olduğu saptandı. Uzmanlar, uyandıktan sonra meydana gelen kalp krizlerinde vücuttaki ölü dokuların damarları daha fazla tıkama eğilimi gösterdiklerini kaydetti.

Bu kalp krizi daha tehlikeli

Kayısı kalp krizi riskini azaltıyor

Kayısı kalp krizi riskini azaltıyor

İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dekanı Prof Dr. Ramazan Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Turgut Özal Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı ile Histoloji Anabilim Dalı’nın fareler üzerinde yapmış olduğu deneyler sonucunda kayısının kalbi koruyucu özelliği olduğunu ve kalp krizi riskini en aza indirdiğinin saptandığını belirtti.

Kayısının aynı zamanda ritm bozukluklarına da iyi geldiğinin ortaya çıktığını aktaran Özdemir, şu bilgileri verdi:

"Kayısıyla ilgili farele üzerinde bir deney yaptık. 9 ile 12’şerli 3 grup halinde yaptığımız deneyde, düzenli olarak her gün bir grup fareye az miktarda, bir grup fareye daha yoğun miktarda kayısı yedirilirken, diğer gruba da
hiç kayısı verilmedi.

Bir süre sonra kesilen farenin ve bağlanan damarına kriz uygulandı. Laboratuvar ortamında kayısı yiyen ve yemeyen fareler arasındaki kriz riski kıyaslandı. Kayısı yemeyenlerde kriz riski fazlayken, yiyenlerin bu riski çok daha az taşıdığı görüldü.

Çalışmamız A grubu dediğimiz en üst düzeydeki bir bilimsel dergide, incelendikten sonra yayınlandı. Aslında bu hayvan deneyi olmasına rağmen büyük bir gözlemsel çalışmaydı. Aynı zamanda bu grupta ritm bozukluğu da takip edildi. Kayısı yiyen grupta yemeyen gruba göre ritm bozukluğunun daha az olduğu belirlendi."

Kayısının içermiş olduğu bazı elementlerin hücre koruyucu özelliği olduğuna işaret eden Özdemir, şunları anlattı:

"Kayısı, tıpkı bir ilaç gibi mi etkili oluyor, tabi ki hayır. Ancak
kayısının içerdiği bazı önemli elementler var. Özellikle meyvede bulunan potasyum içeriği çok fazla. Kayısının şeker miktarı gerçekten çok güzel bir düzeyde. Antioksidan içeren kayısı, damar tıkandığı zaman oluşan hipopsiyi (beslenme bozukluğu) en aza indirecek özelliğe sahip. Bu özelliklerine baktığımız zaman kalp krizinden daha az etkilenme olayını da doğrulamış oluyoruz zaten."

"Günde 3-5 kayısı yenmeli"

İnsanlara günde en az 3 ile 5 kayısı yemelerini önerdiklerini belirten Özdemir, kayısının aynı zamanda iyi bir enerji kaynağı olduğunu kaydetti.

Özdemir, "Kayısı, betokaroten denilen madde içerdiği için göz sağlığı açısından da önemli. Kayısı bağırsakları yumuşatıp, cildi de güzelleştiriyor. Her gün abartmamak
şartıyla kayısı yemek insanların sağlığını önemli ölçüde etkileyecektir" dedi.

Kayısı kalp krizi riskini azaltıyor

Kalp sağlığınız için öneriler

Kalp sağlığınızı böyle koruyun
Ülkemizde son yıllarda kalp hastalıklarının giderek artış göstermesi ile birlikte koruyucu sağlık önlemlerinin önemi de daha iyi anlaşılmaya başlandı.

1- “Hayata karşı iyimser olun” Yaşadığımız çağın hızlı bir tüketim anlayışı ve hızlı bir hayat sürmeyi gerektirmesi nedeni ile günümüz koşullarında ne olursa olsun sağlıklı kalabilmek için ‘iyimser’ olmak durumundayız. Bu kural, toplumumuzda pek çok kişiyi kapsamasa da genel olarak kalp sağlığı açısından ve günümüz yaşam tarzı da göz önüne alındığında çok geçerli bir kuraldır. Çünkü insan kişilikleri kardiyolojide A ve B tipi olarak ayrılmaktadır. A tipi kişiler; gergin, asabi, çabuk hareketlenen ve tepkileri orta-yüksek düzeyde olan kişilerdir. B tipi kişilik ise; daha sakin, olan ve bitenleri daha sabır, tolerans ve düşük tepki düzeyi ile karşılayan kişilerdir. Yapılan çalışmalar ve klasik kardiyoloji bilgileri bize A tipi kişilerde daha fazla koroner damar ve kalp krizi riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir.

2- “Aileniz ve çevrenizle kaliteli zaman geçirin” Kalp hastalıkları yönünden diğer bir sıkıntılı durum ise; yalnız kalmak ve sosyal ortamdan uzak bulunmaktır. Yapılan çalışmalar; kişinin anksiyete ve depresyon düzeyi ile kalp krizi riski arasında istatistiksel bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Bu nedenle sosyal ortamlardan uzak kalmamak ve kalp hastası olunsa bile “Bu hastalık niye gelip beni buldu?’ diye düşünmek yerine, bu hastalıkla birlikte yaşamayı öğrenmek önemlidir. Böylece ilk olarak beden ve ruh dengesi, ardından da kalp sağlığı korunmuş olur. Ruh sağlığı anlamında kendini iyi hissetmek, daha sağlıklı ve uzun süre genç kalmayı da beraberinde getirmektedir.

3- “Düzenli sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin” Günümüz tıbbı bizlere hastalıklardan korunma ve erken teşhis konusunda yeni teknolojik gelişmeler ışığında birçok erken teşhis fırsatı vermektedir. Hastalıklara hücresel, hatta genetik düzeyde tanı konabilmektedir. Ancak ne yaparsak yapalım, bazı hastalıklar ailevi genetik şifremizde saklı bulunan yazılıma bağlı olarak bizi bulabilmektedir. Ancak sağlığımızı koruma ve sağlık risklerini takip etme konusunda hassas davrananlara, bu tür kötü piyangolar daha seyrek vurmaktadır. Her insan ne yazık ki; beden ve ruh sağlık durumunu tam olarak değerlendirememektedir. Genellikle vücudumuzda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettiğimizde ve sağlığımızı kaybettiğimizde, neyi yitirdiğimizi, sağlığımızın önemini, ciddiyetini düşünmeye, konuşmaya başlarız. Bu nedenle 35 yaş üzerine çıkan bireylerde düzenli sağlık kontrolü yaptırmanın önemi çok büyüktür.

4- “Hazır gıdalar yerine taze besinleri tercih edin” Hayat tarzımız (Uyku, günlük sosyal aktivite, stres yönetimi becerisi) sağlığınızı belirleyen temel faktörlerdendir. İlerleyen yıllar ile birlikte günlük olarak daha az kalori almayı ve daha fazla tüketmeyi hedeflemek gerekmektedir. Çünkü 35- 40 yaş üzerinde ‘can boğazdan gelir’ atasözü klinik çalışmalar ışığında tersine bir durum göstermektedir. Hazır ve raf ömrü uzatılmış gıdalar yerine taze ve temiz besinlerin tüketilmesi hedeflenmelidir. Taze sebze ve meyveler, bakliyat grubu besinler, tahıllar ve hayvansal ürünlerden dengeli bir şekilde tüketmeye özen gösterilmelidir. Her gün en az 2,5 litre su içilmelidir. Az yağlı, özellikle hayvansal yağlardan ve margarin türü doymuş yağlardan uzak duracak şekilde besinler tüketilmesi kalp sağlığı açısından daha uygun olacaktır. Taze sebze ve meyve tüketimi artırılarak kalp sağlığının korunmasına katkıda bulunulmalıdır.

5- “Şekerinizi ve uyku düzeninizi kontrol altında tutun” Kan basıncı yüksekliği, şeker hastalığı ve uyku bozukluğu ile ilgili olan sorunların üzerine eğilerek gerekli tedavilerin uygulanması kalp sağlığı açısından çok önemlidir. Çünkü yapılan araştırmalar, günümüzde şeker hastalarını damarları hasta insanlar olarak kabul edip, buna göre takip ve tedavi açısından yaklaşmak gerektiğini göstermektedir. Kan basıncı yüksekliği de çok yaygın olup, toplumsal bir sağlık problemidir, genellikle hastaları sakat bırakarak üretimi düşürüp sağlık maliyetlerini artırmaktadır. Uyku bozuklukları ve özellikle uykuda solunum durması problemlerinin ise (Uyku-apne sendromu) koroner damar hastalığı, kalp yetmezliği ve ani kalp ölümlerinden sorumlu olabileceğini akılda tutmak gerekir.

6- “Kan değerlerinize dikkat edin!” Kalp sağlığınızın korunmasında kan şekeri, iyi- kötü kolesterol ve kan basıncı gibi değerlerin belirli seviyelerde tutulmasının büyük önemi vardır. Gerekli ölçümlerin düzenli olarak yapılması ve sağlıklı insanlar için belirtilen aşağıdaki değerlere dikkat edilmesi kalp sağlığının korunması açısından gereklidir. KAN ŞEKERİ <100 mg/dl HbA1C <%5.5 TOTAL KOLESTEROL <200 mg/dl HDL >45-50 mg/dl LDL <160 mg/dl TRİGLİSERİD <150 mg/dl BEDEN KÜTLE İNDEKSİ <30 kg/m2 KAN BASINCI <140-90 mmHg BEL ÇEVRESİ E:102 cm K:88 cm
Kalp sağlığınız için öneriler

Kalp hastaları için diyet

Sağlıklı beslenmeye önem vermek zorunda oaln kalp hastaları için, branşında uzman dokdorlardan diyet önerisi.

Kalp hastaları için diyet

An-Deva Hayat Kalp Hastanesi, stent takılan hastaları moral yemeğinde bir araya getirdi. Yemekte konuşan Prof.Dr. Mustafa Şan, kalp hastalarının yaz aylarında hayvansal yağlar, yumurta ve kabuklu deniz ürünleri tüketmelerini önerdi.

An-Deva Hayat Kalp Hastanesi, stent takılarak hayata adeta yeniden ‘merhaba’ diyen kalp hastalarına yönelik Falez Parkı’nda bulunan Seyir Kafe’de moral yemeği verdi.

Yaklaşık 100 hastanın aileleriyle birlikte katıldığı yemeğe An Deva-Hayat Kalp Hastanesi Başhekimi Dr. Abdullah Işıkhan, Kardiyoloji Kliniği Direktörü Prof.Dr. Mustafa Şan ve çok sayıda doktor katıldı. Bu yıl ikincisi düzenlenen yemekte Türk Halk Müziği sanatçıları Kadir Adatepe ve Hakan Doğan söyledikleri türkülerle kalp hastalarına unutulmaz dakikalar yaşattı.

Yemekte konuşan Hastane Başhekimi Dr. Abdullah Işıkhan, kalp hastaları için moralin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Kalp rahatsızlıklarının en önemli nedenlerinden bir tanesi de aşırı strestir. Burada sağlığına kavuşan hastalarımızla stresten uzak deniz manzaralı bir eğlence gecesinde bir araya gelmekten dolayı çok mutluyum” dedi.

YAZ AYLARINDA BESLENMEYE DİKKAT
Kalp hastalarına yemekte uyarılarda bulunan Hastanenin Kardiyoloji Kliniği Direktörü Prof. Dr. Mustafa Şan, şunları söyledi: “Ciddi bir kalp hastalığı sonucu damarların daralması ve tıkanması sebebiyle uygulanan tıbbi müdahaleyle hayata yeniden merhaba diyen hastalarla bir araya geldiğimiz için çok mutluyum Hastalarımız bundan sonraki yaşamlarında hasta olduklarını hiç unutmamalı.”

Türkiye’de kalp krizi geçiren üç kişiden birinin hayatını kaybettiğini anlatan Şan, sözlerine şöyle devam etti: “Kalp rahatsızlıklarının önüne geçmek için beslenmemize çok dikkat etmeliyiz. Özellikle kolesterol bakımından kısıtlı hayvansal yağlar, yumurta ve kabuklu deniz ürünlerini tüketmeliyiz. Ayrıca hipertansiyonu olan kalp hastaları da tuz tüketiminden kaçınmalıdır.”

BOL BOL SU İÇİN
Kalp hastalığının kronik olduğunu söyleyen Şan, şöyle konuştu: “Kalp rahatsızlıklarının tam olarak geçmesi mümkün değil. Tedavi ile kontrol altına alınabilir. Ayrıca kalp hastalarının sürekli doktor kontrolü altında olması çok önemli. Bu sayede olası bir kalp krizine karşı önlem alınabilir. Kalp hastalıklarının tedavisinde günlük egzersiz çok önemli ve yararlıdır. Günlük 6 kilometrelik bir yürüyüş, 30 dakikalık yüzme ve benzeri egzersiz kalp rahatsızlıklarının önüne geçebilir.

Egzersizler mutlaka hava sıcaklıklarının düşük olduğu saatlerde aç veya yemekten iki saat sonra yapılmalı. Yaz aylarında olduğumuz için bol bol sıvı tüketilmeli. Kalp hastalıklarını önlemenin en iyi yollarından birisi de su içmektir.”

Kalp hastaları için diyet

Erkeklerde ‘kalp’ genetik!

Erkeklerde 'kalp' genetik!

Neden daha çok kalp krizi geçirdiklerinin sebebi bulundu. Erkeklerde bulunan Y kromozomunun bir versiyonunun kalp hastalığı riskini artırdığı keşfedildi.

Böylece erkeklerin neden kadınlardan daha çok kalp krizi geçirdiğini ilk genetik açıklaması yapıldı. Şimdiye dek, erkek ve kadınlardaki kalp hastalığı riski, çevresel faktörler, sigara kullanımı ve kadınlık hormonu östrojenin etkisine bağlanıyordu.
İngiltere’deki Leicester Üniversitesi’nde görevli kardiyolog Prof. Nilesh Samani’nin yönettiği araştırmaya göre, I-haplogroup adlı Y koromozomu taşıyan erkekler yüzde 55 oranında daha fazla risk altında.

Erkeklerde ‘kalp’ genetik!