Posts Tagged 'iyi'

Ses tellerine ne iyi gelir?

Ses tellerini korumak için ne yapmalıyız? Su içmek ses tellerine iyi gelir mi? Uzman Doktor İrem Konakçı, ses tellerini koruma yolları ile ilgili bilgi veriyor.Özellikle uzun konuşmak, kuru ortamlarda bulunmak, bazı hastalıklar ve susuz kalmak ses tellerimizi yıpratıyor. Peki, ses tellerimizi korumak için nelere dikkat etmeliyiz? Dr. Hasan İnsel, Milliyet’teki köşesinde ses tellerinin korunması konusunu işlemiş:

Geçenlerde Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi’nin düzenli olarak organize ettiği tıbbi kurula katıldım. Kurulda odyoloji, ses ve konuşma bozuklukları uzmanı İrem Konakçı, yeni açtıkları bölümde gerçekleştirdikleri çocuklarda konuşma bozuklukları ve kekemelik konusundaki uygulamalar hakkında bilgi verdi. Aklıma büyükler geldi, pek çok kişi sesini kullanarak para bile kazanıyor, “Peki büyükler ne yapsın seslerini korumak için?” diye sordum, işte İrem Hanım’ın anlattıkları:

“İletişim kurmamızdaki en önemli öğelerden biri sesimizdir. Sesimizde meydana gelen bozulma ve değişimler iş yaşamından özel hayata kadar her alanda olumsuz etkiler yaratır. Özellikle mesleğini sesiyle icra eden öğretmenler, eğitmenler, profesyonel yöneticiler, ses sanatçıları, çağrı merkezi çalışanları gibi kişiler büyük risk altındadır. Ses organı ortamdaki her türlü değişiklikten etkilenebilecek hassas bir yapıdadır. Ses organını korumaya yönelik gerçekleştirilen her türlü davranışa ses hijyeni denir.”

Ses hijyeni kuralları
1. Günde 2-3 litre su için. Nem, ses telleri için çok önemlidir.

2. Sigara kullanmayın, sigara dumanı olan ortamlardan uzak durun. Sigara kullanımı kronik larenjit, polip, gırtlak kanseri gibi uzun süreli etkilerinin yanı sıra kısa vadede ses tellerinin kurumasına ve mukus (balgam) artışına bağlı olarak ses tellerinin zarar görmesine neden olur.

3. Reflü, ses kısıklıklarının en önemli nedenlerinden biridir. Mide rahatsızlıklarınız ve reflü konusunda ilgili hekime danışmanız faydalı olur.

4. Uyku bozuklukları ses sağlığını olumsuz etkileyebilir. Uykuyla ilgili şikayetleriniz varsa, ilgili branş hekimiyle görüşmeniz uygun olacaktır.

5. Mentollü nefes açıcıları, şekerleri ve pastilleri ihtiyatlı kullanın. Bu ürünler ses tellerinizin kurumasına yol açabilir.

6. Boğaz temizleme alışkanlığınızı bırakmaya çalışın. Sert ve sık boğaz temizlemek, öksürmek ses tellerinin birbirine sert temas etmesi yüzünden zarar verir.

7. Bulunduğunuz ortamın nemli olmasına özen gösterin. Klima ve kaloriferin kurutucusu etkisine dikkat edin. Soluduğunuz havanın kuru olması, ses tellerinizin de kurumasına neden olacaktır.

9. Uzun sürelerle konuşmanız gerekiyorsa mutlaka aralarda ses molaları verin.

10. Kalabalık ve geniş alanlarda mikrofonsuz konuşmamaya ve şarkı söylememeye özen gösterin.

11. Gürültülü ortamlarda konuşmaktan kaçının.

12. Alkol, kafein (çay, kahve) ve süt ürünlerini mümkün olduğunca az tüketin. Bu tarz ürünler ses tellerinizin kurumasına ve mukus (balgam) artışına sebep olabilmektedir. Bunun yerine bitki çaylarını tercih edin.

13. Kullandığınız bazı ilaçlar sesinize olumsuz etkisi olabilir, bu konuda hekiminizden görüş alın.

14. İşitme kaybınız varsa bu konuda mutlaka KBB hekimine ve odyoloji uzmanına başvurun. İşitme kaybı, ses şiddetinizi ayarlamanızı zorlaştırabilir.

15. Telefonda uzun süre konuşmaktan kaçının ve konuşurken başla boyun pozisyonunuza özen gösterin.

16. Konuşurken çok uzun cümleler kurmaktan kaçının.

17. Nefes kontrolüne ve doğru nefes almaya özen gösterin.

18. Stresli olduğunuzda konuşmaktan kaçının.

19. Havadaki toz, küf veya kimyasal maddeler ses organınızı olumsuz etkiler. Bu tarz ortamlardan uzak durmaya çalışın. Böyle ortamlarda bulunduğunuzda da bol su tüketin.

20. Beden sağlığınıza ve duruş postürünüze dikkat edin.

Dr. Hasan İnsel
Ses tellerine ne iyi gelir?

Zerdeçal 100’den fazla haftalığa iyi geliyor!

Zerdeçal 100'den fazla haftalığa iyi geliyor!

Atatürk Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhami Gülçin, zerdeçalın her türlü kanser hastalıkları, diyabet, enfeksiyon hastalıkları başta olmak üzere 100’den fazla hastalığa iyi geldiğini belirterek, Türkiye’de kullanım alanının yaygınlaşması gerektiğini söyledi.

Gülçin, yaptığı açıklamada, yüksek lisans öğrencisi Tuğba Ak ile birlikte zerdeçalda bol miktarda bulunan "curcumin" maddesi üzerine bir
tez çalışması yaptıklarını söyledi.

Zerdeçalın Ortadoğu mutfağında yaygın bir şekilde, halk hekimliğinde haplar şeklinde kullanıldığını ve günlük
diyetle birlikte de alındığını ifade eden Gülçin, "Zerdeçal, Ortadoğu mutfaklarında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Zerdeçallı pilavlar, salatalar yaygındır. Zerdeçal büyük bir öneme sahipken, bizim buna yabancı kalmamız mümkün değildi. Biz de son zamanlarda sadece zerdeçalı kullanmak değil, zerdeçalda bulunan etkin madde olan ’curcumin’ üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık" dedi.

Çalışmalarında, zerdeçal bitkisini antioksidan kapasitesini irdelemeye çalıştıklarını anlatan Gülçin, "Özellikle antioksidan ve radikal giderme kapasitesini hem belirledik hem de bilinen standartlarla kıyasladık. Gerçekten yapmış olduğumuz çalışmalarda aynı konsantrasyona denk gelen standartlara karşılık zerdeçal ve dolasıyla curcumin molekülünün
çok yüksek oranda antioksidan aktive gösterdiğini tespit ettik"’ diye konuştu.

Gülçin, zerdeçalın ve dolayısıyla curcuminin her türlü kanser hastalıkları, diyabet ve enfeksiyon hastalıkları başta olmak üzere 100’den fazla hastalığa iyi geldiğini, hatta bunlardan bazılarının gen seviyesinde iken engellediğinin tespit edildiğini ifade etti.

"GEÇİŞ MEVSİMLERİNDE, ZERDEÇAL KULLANIMINA ÖNEM VERİLMELİ"
Özellikle Türk mutfağında da zerdeçalın kullanım alanının yaygınlaşmasını tavsiye eden Gülçin, şunları kaydetti:

"Bilhassa çocuklara yönelik uygulamalarda özellikle sabah ve akşam yatarken bir bardak süte bir şeker kaşığı zerdeçal katıp çocuklara içirmek; hem bağışıklık sistemini kuvvetlendirir hem de olası
hastalıklara karşı koruma ve direnç kazandırır. Kolon kanseri başta olmak üzere her türlü kanser hastalıklarına, diyabet ve enfeksiyon hastalıklarına çok iyi gelmektedir. Kışları her türlü hastalığa tedbir alıyoruz ama sonbahardan kışa doğru geçiş mevsiminde yeterince önlem alamıyoruz ya da güzel havaya güveniyoruz, dolayısıyla kış dönemlerinde enfeksiyon hastalıklarına çok daha sık yakalanıyoruz. Bunun için özellikle geçiş mevsimlerinde, enfeksiyon hastalıklarına karşı zerdeçal kullanılmalıdır."

Doç. Dr. Gülçin, geçiş mevsimlerinde zerdeçal kullanımına biraz daha ağırlık verilirse, başta çocuklar olmak üzere, herkesin enfeksiyon hastalıklarından kendisini bir derece daha sakındırmış olacağını vurguladı.

ZERDEÇALIN GÜNLÜK HAYATTA
KULLANIMI

Zerdeçalın, Türkiye’de yetiştiğinin bilinmediğini, Ortadoğu’da ise çok yaygın bir yetişme alanına sahip olduğunu ifade eden Gülçin, diğer baharatlarda olduğu gibi günümüzde Türkiye’de hemen hemen bütün aktarlarda bol miktarda bulunduğunu kaydetti.

Zerdeçalın, salatalarda, pilavlarda taze olarak, kurusunun da baharat olarak kullanılabileceğini anlatan Gülçin, "Zerdeçalın anayurdu Hindistan olarak bilinmektedir ancak günümüzde diğer baharatlar gibi tüm aktarlarda kolayca bulmak mümkündür. Her türlü kanser hastalıkları, diyabet, enfeksiyon hastalıkları başta olmak üzere 100’den fazla hastalığa iyi gelen zerdeçalın Türkiye’de kullanım alanının yaygınlaşması gerekiyor" dedi.

Birçok hastalığa iyi geldiği
için ilaç sektöründe zerdeçalın çok yaygın bir kullanım alanı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Gülçin, zerdeçalın şuana kadar bilinen bir yan etkisinin bulunmadığını ancak tüm faydalı yeşil drogların fazlasının zararlı olabileceğini, bunun için de çay olarak tüketiliyorsa günlük 2-3 bardak kullanılması gerektiğini vurguladı.

ÇALIŞMASIYLA "ONUR ŞEREF" SERTİFİKASI ALDI

Zerdeçal’ın yüzde 30’unu "curcumin" molekülünün oluşturduğuna değinen Gülçin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz de çalışmalarımızı bunun üzerine yoğunlaştırdık. Çünkü zerdeçalın etken maddesi biyolojik olarak zerdeçala aktiflik kazandıran curcumin molekülüdür. Bundan dolayı
curcumin molekülü üzerine bir çalışma yaptık. Bir yıllık çalışmada deneysel çalışmadan sonra tezi tamamladık ve yayına dönüştürdük. ’Antioxidant And Radical Scavenging Properties Of Curcumin’ adlı çalışmamız,
’Chemico Biological Ineractions’ dergisinde hemen kabul edildi ve kabulü ile birlikte 50 civarında atıf aldı. Çalışma hem yurt içi hem yurt dışı bilim adaları tarafından çok güzel bir şekilde karşılandı. Özellikle online olarak bilim adamları çalışma hakkında bilgi istedi."

Zerdaçalın, en can acılı noktasının ise yayınlanan dergide scopus arama motorunda en çok atıf alan makale olduğunu belirten Gülçin, Elsevier (ünlü bilimsel yayınevi) tarafından kendisine çalışmasından dolayı "Onur Şeref" sertifikası verildiğini ifade
etti.

Zerdeçal 100’den fazla haftalığa iyi geliyor!

Zayıflamanın en iyi yolu nedir?

Zayıflamanın en iyi yolu nedir?

Obezite her üç kişiden birini etkiler ve sonuç olarak, nüfusun yarısından fazlası her yıl bazı diyet türleri ya da kilo verme programlarından
sonuç bekler. Bu insanların yalnızca birkaçı gerçekten nasıl ve ne yapmaları gerektiğini bilir.

Zayıflamak için hazır mısınız?
Peki bu fazla kiloları vermek için hazır mısınız? Sağlıklı iyi beslenme ve yavaş ancak düzenli kilo vermeye odaklanma zamanının geldiğine karar verdiniz mi? Karar verdiyseniz, kendi kendinize aşağıdaki soruları sorun: * Yaşam tarzımda değişiklik yapmaya hazır mıyım?
* Kilo vermek için zaman harcamaya istekli miyim?
* Yeme alışkanlıklarımın geçici değil sürekli olması gerektiğini biliyor muyum? * Ağırlığın yavaş yavaş azalacağını anladım mı?
* Hareket düzeyimi artırmaya istekli miyim?
* Öğün ve atıştırmalarımı planlamaya istekli miyim?
* Şimdi başlamak için motivasyonum yeterli mi?

Unutmayın: Bir “diyeti” izlememelisiniz. Sağlıklı yemeyi amaç edinmelisiniz!
Bütün sorulara evet dediyseniz başlamak için hazırsınız. Yavaş zayıflayın. Doğru yapın.

Güvenli ve etkili kilo vermek
Güvenli ve etkili kilo vermek, hedefleri belirleme (hem kısa hem de uzun vadeli hedefler), yeme alışkanlıklarını değiştirme ve günlük yaşama fiziksel etkin­liği dahil etmeyi kapsayan bir yaklaşım gerektirir.

Şu hedefleri belirleyin
İlk adımınız bazı hedefleri belirlemek olmalıdır. Ancak hedef belirlemeyi gerçekçi bir şekilde yapın. Bir başkası için değil (eşiniz, anneniz ya da en iyi arkadaşınız) kendiniz için kilo vermelisiniz. Ayrıca pozitif bir tutum içinde olmalısınız. Kısa vadeli hedeflerin, gelecek hafta ya da gelecek ayki planlarınızı oluşturduğunu unutmayın; onlar gerçekleştirilebilir. Uzun vadeli hedefler olanaksız değildir ancak başarı, çabalamanız sizi mücadeleye davet etmeli ve motive etmelidir. Bunlar altı ay ya da bir yılda başarıya ulaşmayı isteyebileceğiniz hedeflerdir. Daha önce bazı hedefleri belirlemek için bir şansa sahip olmadıysanız, o zaman şimdi yapın. Kendinize sorun:

* Gelecek hafta ne başarmak istiyorum?
* Gelecek ay ne başarmak istiyorum?
* Gelecek yıl ne başarmak istiyorum?

Hedeflerinizde gerçekçi olun. Başarması çok güç olursa hayal kırıklığına uğrayabilir ve onları asla gerçekleştiremeyebilirsiniz.

Yavaş zayıflayın
Öncelikle kilo verme hedefiniz yavaş şekilde kilo kaybetmek olmalıdır. Küçük değişiklikler yapın. İlk başta inanılmaz sonuçlar beklemeyin. Yavaş zayıflamak için her hafta yarım kilodan fazla olmayacak şekilde kilo vermeyi planlayın. Bu, günde yaklaşık 500 kalori alımını azaltarak başarılabilir.

Peki nasıl? Yarım kilo 3500 kaloriyle eşdeğerdir. Yarım kilo almak için 3500 kalori almanız gerekir. Günde 2000 kalori tüketen bir insan, yarım kilo kazanmak için bir hafta zaman içinde kalori alımını günde 2500′e çıkarmak zorunda kalır, (ek 500 kalori). Zayıflamak için ise durumu tersine çevirmek gerekir. Bu kişi, yarım kilo zayıflamak için 1 hafta içinde günlük kalori alımını 1500 kaloriye düşürüle­cektir, (eksi 500 kalori).

Ayrıca fiziksel etkinlik de eşitliğin içinde sayılabilir (egzersizle ilgili daha fazla bilgi için 19. Bölüme bakınız.) Ne kadar hareket ederseniz o kadar yakarsınız.

Diyetinize ilk uyumunuz biraz sıvı kaybına neden olacaktır. Bu ilk hafta yarım kilo fazladan bir kilo kaybı olabilir ancak bu, yalnızca geçici bir durumdur. Kilo verme çabaları devam ederse haftada yaklaşık yarım-bir kilo kaybedilebilir. Bu her­hangi bir kişi için sağlıklı ve yeterli bir kilo kaybıdır.

Peki üç ay içinde her hafta yarım kilo verirseniz bu çok olmaz mı? Yaklaşık 5,5 kilo eder; altı ayda 11 kilo ve bir yılda toplam 23 kilo eder. Geçen yılı aklınıza getirin ve denediğiniz bütün sözde diyetler üzerine düşünün. Şu an diyeti doğru yapmak ve son olarak ondan kurtulmak için harcanan zamana değmez mi?

Haftada yarım kilo zayıflamak genellikle güvenlidir ve yeterli sayılır. Günde ortalama 500 kalori kısıntı yapmak, haftada ortalama yarım kilo verme ile sonuçlanır ve etkili kilo verme budur.

Besin hakkındaki tutumunuzu incelemek
Kilo verme ve yiyeceklerden uzak durma girişimlerinizde başarılı olmanız için besinler hakkında iyi bir tutuma sahip olmanız gerekir. Burada yeni yaklaşımınız hakkında bir çalışma yönergesi bulabilirsiniz.

İlk önceliğiniz, “sağlık” olsun. Diyet değişiklikleri konusunda ne zaman çelişkiye düşerseniz ne kadarını sağlığınız için yaptığınızı düşünün.
Diyet yapma değil “sağlıklı yeme” açısından düşünün. Kısıtlayıcı diyet yapma geçici bir durumdur. Sağlıklı yeme yaşam boyu sürecek bir yaklaşımdır. Sürekli değişiklik yapmayı öğrenin.

Yönünüzü belirleyin. Kendiniz için ne kadar iyi bir yön belirlerseniz o derece çabuk başarıyı yakalarsınız.
Hedeflerinizi not ettiğinizden emin olun. Onları yapıştırın ve kendi üzerinizde düzenli olarak kontrol edin. Buzdolabına yapıştırılmış belirli tarihleri olan hedef­lere sahip olmanız, sabit bir hatırlatıcı ve kapısını açmak için uzandığınızda, her zaman görebileceğiniz şey olacaktır. Yararını görüyorsanız, diğer yerlere de bun­lardan yapıştırın.

Olumlu olun. Bunu başkası için değil kendiniz için yapıyorsunuz. İyimser ve odaklanmış olun. Başarılarınız ve sonuçlarınız için övgüyü kabul edin. Kendiniz ve çevrenizdeki insanlar hakkında olumlu düşünün. Mükemmel olmadığınızı unut­mayın. Hatalar olacaktır. Ancak moralinizin bozulmasına izin vermeyin. Sıkıntıların üstesinden gelin ve yeniden olumlu hissetmeye başlayın.

Kendiniz ve yaşam tarzınıza uyan bir yeme yaklaşımı oluşturun. Yoğun günlük programınıza uygun şekilde öğünlerinizi ve atıştırmalarınızı planlayın. İşe erken gidiyorsanız ve kahvaltı için zamanınız kalmıyorsa iş yerinde yemek için enerjisi yüksek bir yiyecek paketi yapın (küçük bir simit ve bir kutu portakal suyu gibi). Çocuklarınızla parka gidiyorsanız kuru üzüm, bir elma ya da kraker gibi yiyecekler hazırlayın. Bu atıştırma yiyecekleri iştahınızın kesilmesine yardımcı olacaktır ve dondurmacıdan ya da diğer hazır türdeki yiyeceklerden uzak tutacaktır. Ayrıca kendinizi tamamen yemekten alıkoymayın. İleride kendi başarısızlığınız için yal­nızca zemin hazırlarsınız.
“İyi yemekler” ya da “kötü yemekler” olmadığını, yalnızca iyi ya da kötü yeme planları olduğunu aklınızda tutun. Çok para harcamak istiyorsanız, öyle yapın. Yalnızca onun için plan yaptığınızdan emin olun. Para harcamak, bir başkasını beslemeyi gerektirmez. Herkesin bir tatlı yemeye hakkı vardır. Akşam yağ oranı yüksek yiyecekler, yiyeceğiniz bildiğiniz günlerde önceki öğünleri az yağlı yiyecek­lerle geçirin.

Akşam yemeğinden sonra yemek yemek uygun mudur?
Evet, ancak günlük payınıza bağlı olarak ne yediğiniz ve ne kadar tükettiğiniz hakkında sağ duyunuzu kullanın. Gece geç saatlerde, özelliklede çok az hareketli olduğunuzda, çok fazla miktarlarda yemek ya da yağ ve kalorisi yüksek gıdalar akıllıca bir seçim değildir. Bir seçenek olarak lif oranı yüksek meyve ve sebzeler, konsantre meyve suyu, bisküvi ve sütü düşünün.

Sizin için uygun bir plan aramak
Besin Pirami’dinin kilo verme değil, yalnızca sağlıklı yeme üzerine odak­landığını ancak, gerçekte ikisinin de gerçekleştiğini düşünebilirsiniz. Gıda alımını azaltmadaki esas amacınız, her besin grubundan yiyecekler seçerek bunu yapmak­tır.
Denge, çeşitlilik ve makul olmanın önemini de unutmayın. Bu sözler diyetle ilgili gerekli değişiklikler yapmaya başlamak için size yardımcı olmalıdır. Dengenin her gün öğün ve atıştırmalarınız için farklı besin gruplarının her birinden seçmek anlamına geldiğini hatırlayın. Çok çeşitli besinler seçmek, besin gruplarından her birinden farklı seçenekler tercih etmek anlamına gelir. Makul olma ise porsiyon büyüklüğünü yeterli olmasını sağlamak demektir. Uygun besinleri seçtiğinizde, yağ oranlarını düşük ve lif oranlarını yüksek tutun.

Kalorileri hesaplamak gerçekten gerekli olmadığı halde çeşitli besinlerin kalori katkılarını anlamak önemlidir. Gıda alımınızın çok az olmamasına dikkat edin. Gıda alımınızı 1200 kaloriden daha aza düşürmek güvenli değildir. Bu arada sizin için uygun bir plan için çaba gösterin.

Kilo vermeyle ilgili akıllı olun. Seçtiğiniz plan aşağıdakilerin hepsini içerme­lidir:
Dikkatli olun. Planınız yeterli kalori sağlamalı ve vitaminler, mineraller ve pro­tein için günlük önerilen dozu içermelidir.
Besin Piramidi Rehberi, yavaş ve düzenli kilo kaybını önerir. Haftada 227 gram-1 kilo vermek yeterlidir.
Rehber, yaşam tarzı alışkanlıklarınızı değiştirir. Yeme ve egzersiz biçimlerinizi değiştirmek kilo alımına neden olabilen sorunlardan kurtulmak için gereklidir. İlk ağırlık hedefinize ulaştıktan sonra aynı kiloda kalma yönergesini dahil edin. Yeniden alacaksanız kilo vermenin hiçbir yararı yoktur. Aynı kiloda kalmak, kilo vermek kadar zor olabilir.

Yardım desteği arayın ve bilgili olun. Bu süreç içinde öğrenmek sağlıklı ve mutlu bir yaşam için çok önemlidir.
Belirli bir plan üzerine odaklanın. Burada yukarıdaki şemada bulunan önerileri her günkü öğünlere ve atıştırmalara bölebilirsiniz.
1200 kalorilik planı çok kısıtlayıcı bulduysanız, fazladan meyve ya da birkaç sebze ekleyin. Ya da açlığınıza ve programınıza bağlı olarak hafta boyunca iki farklı plan arasında çalışın.

Ayrıca, farklı ek seçenekler olarak düşünüldükleri için bu gruplardan herhangi birine girmeyen birçok serbest türde yiyecek vardır. Bu gıdalar önemli düzeyde kalori ya da besine sahip değildirler. Ancak, doymanıza ve açlık hissinizi bastır­manıza yardımcı olurlar. Gerekli oldukça gün içinde bunları ilave edin. Hoşunuza gidebilen bazı gıda seçenekleri dereotu turşusu, dilimlenmiş salatalık, taze yeşil fasulye, şekersiz jelatin, kalorisiz içecek ve meşrubatlar, şekersiz sert şekerleme ya da sakızlar, et suyu ya da bulyondur.

Birkaç kilo verme kuralı oluşturmak
Herkes gıda alımını kontrol altına almanın farklı yollarını bulacaktır. Uygulayacağınız bir dizi kural, kontrolü ele almanıza yardımcı olur. Bu kısımda, zayıflama yolunda size yardımcı olmak için planınıza dahil edebileceğiniz birkaç şey önereceğim.
Öğün ve atıştırmalarınızı planlayın. İhtiyacınız olursa bütün yiyecekleri zamanı gelmeden not edin. O zaman ne satın alacağınızı ve ne hazırlayacağınızı bile­ceksiniz.

Öğünleri atlamayın. Her gün düzenli saatlerde yiyin. Gelişigüzel yemek, atıştırma isteğine ve başarısızlık olasılığının artmasına yol açar.
Yemek yerken oturun. Bütün öğün ve atıştırmaların yenilebileceği, genellikle de mutfak masası gibi bir yer ayarlayın. Düşüncesizce atıştırmak istediğinizde, kendi kendinize sorun, şimdi oturmaya ve bundan hoşlanmaya değer mi?

Etrafınızdaki dikkat dağıtıcı şeylerden uzak durun. Televizyonu kapatın, gazetelere aldırış etmeyin, telefonunuzu kapatın. Dışarıdan gelecek herhangi rahatsız edici bir şey, tüketeceğinizden daha fazla yemenize neden olacaktır.

Ocaktaki yemeklerinizi ölçün, tabaklara bölüştürün ve masaya götürün. Bu, ikinci porsiyonu kontrol altına almanıza yardımcı olacaktır ve ne olursa olsun, kim bir oturuşta 2 öğüne ihtiyaç duyar? Daha fazlasını yemek için geri dönmeye­ceğinizden emin olmak için yemeye başlamadan önce artan yemekleri sarın.

Yemeye zaman harcayın. Yemeğin tadından zevk alın. Yemek yemeye başladığınız andan, midenizin dolu olduğu sinyalini beyne gönderdiği zamana kadar geçen süre aşağı yukarı yirmi dakikadır. Yavaş yiyerek daha az tükete­ceksiniz çünkü doygun hissetmeye başlayacaksınız.

Tabağınızdakileri bitiremediğiniz için kaygılanmayın. Artık “tabağındakilerin tümünü bitirenlerden” biri olmanızı beklemiyoruz. Doymuşsanız, yemeyi bırakın. Dilerseniz, yemeğinizi daha sonrası için saklayın. Yemeğin başlangıcında aşırı iştahınızı dizginlemek için bir bardak et suyu ya da biraz çiğ sebze yiyin. Bu “serbest” yiyecekler doyurucudur.

Günlük tutun. Yediğiniz yiyecekleri not aldığınız zaman, genelde daha az ye­meye yönelirsiniz. Yediklerinizin takibini yapmanız ne yediğinizin farkında ola­cağınız güvenli bir yoldur. Ayrıca bu süreçte karşılaşabileceğiniz sorunlarla başet-mek ve moral çöküşlerini değerlendirmesi için diyetisyen gibi uzmanlardan yardım alabilirsiniz.

Gıda alımınızı azaltırken atıştırdıklannızı unutmayın. Bütün yeme planınıza uyan atıştırma yiyeceklerini araştırın. Simit, kraker, bisküvi, taze meyveler, kuru üzüm ve çiğ sebze gibi az yağlı tercihleri seçin.

Küçük değişikliklerin sonucu nasıl etkilediğini görmek
Günlük gıda alımınızdan fazla kalorileri çıkarmanın, birçok kolay yolu vardır. Önce günlük 500 kalori ya da daha fazlasını çıkarmak çok fazla olabilir, ancak 50 ya da 100 kalori sizin kolaylıkla başarabileceğiniz bir kesinti olabilir, (yalnızca bir kurabiye ya da tam yağlı süt yerine yağsızı içerek elde edeceğiniz tasarruf) Aşağıda diğer birkaç mantıklı alternatif var:

Tek dilim ekmeğe sürülmüş taze peynir yiyin (70 kalori tasarruf için 1 dilim ekmek)
Şekersiz kahve için (36 kalori tasarruf için 1 çay kaşığı şeker ve bir yemek kaşığı krema)
Kavrulmuş pirinç ile yapılan pilav yerine buharda pişirilmiş beyaz ya da kahve­rengi pirinçli pilav seçin. (100 kalori tasarruf)
Her zaman kullandığınızın yerine light mayonez koyun ya da daha da iyisi hiç mayonez kullanmayın (70 kalori tasarruf) On patates cipsi yerine on havuç yiyin (70 kalori tasarruf) %2 oranında yağlı ya da tam yağlı süt yerine yağsız süt için (20-50 kalori tasar­ruf)
Meyveli yoğurt yerine taze meyve eklenmiş sade az yağlı yoğurt deneyin (50 kalori tasarruf)
Muzlu süt yerine muz püresi yapın (50 kalori tasarruf) Çikolata parçalı kurabiye yerine vanilyalı bisküvi atıştırın (75 kalori tasarruf) Daha hafif ve az kalorili kekleri seçin (200 kalori tasarruf)

Ticarî kilo verme programlarına bakmak
Bazı insanlar programlarını kendi kendilerine oluşturmayı ister, bazıları ise kilo vermeleri gerektiğinde dışarıdan bir yardım ve destek alma ihtiyacı hisseder­ler. Bu, hepimiz için kişisel ve bireysel bir karardır. Bir Program Ne Sunar?

Kendini kabul ettirmiş bir kilo verme programı ile ek destek aramaya ilgi duyan tüketiciler, davranış değişikliği ve psikolojik destek sunan bir program seçmelidir. Program, uzun vadeli kilo verme ve yönetimi, beslenme kılavuzu ve öğün planlamayı içeren yardımcı yönergesi, etkinliğin artırılması için öneri ve motivasyon yardımı üzerine odaklamalıdır. Ayrıca hem başlangıçta hem de uzun zaman devam etmiş geçmiş başarı kanıtlarını sergilemelidir.

“Sahte beslenme uzmanlarına dikkat edin. Dışardan yardım aldığınız zaman, gıda ve beslenme temeli olan ve mümkünse ağırlık kontrolü konusunda uzmanlaşmış kayıtlı bir diyetisyen araştırın.”

Bazı programlar, haftalık uzmanınıza yapacağınız ziyaretleri gerektirir, bazıları ise daha seyrek ziyarete olarak tanır. Bazı programlar özel yiyecek ve araçların alınmasını ister, diğerleri istemez. Bazı programlar hekim kontrolünü seyrek-leştirirken diğerleri sizi katı hekim kontrolü altına sokabilir. Belirli bir programa başlamadan önce aşağıdaki kontrol listesini dikkate alın.

Yeterli kilo verme programı için kontrol listesi
Ticari bir kilo verme programı aramayı dilerseniz kendi kendinize aşağıdaki soruları sorun: * Her besin grubundan çeşitli türden yiyecek seçimleri öneriyor mu?
* Hem marketlerden kolaylıkla erişebileceğiniz hem de zevk aldığınız yiyecekleri içeriyor mu? * Yaşam tarzınıza uygun değişiklikler öneriyor mu?
* Plana maddi gücünüz yeter mi? Mali olarak size uygun mu?
* Fiziksel etkinliğinizi artırmak için öneriler sunuyor mu?
* Sizi motive ediyor mu? (Özgüveninizi güçlendiriyor mu?)

Yukarıdaki bütün sorulara “evet” yanıtı vermeyi başardıysanız yeterli bir kilo verme programı seçme yolundasınız.

Sizin için en iyi program
Ticari bir kilo verme programında, seçeneklerinizi iyice düşündükten sonra sizin için en iyi olanı bulun. Programdan bir yetkili ile konuşmak için randevu alın. Ayrıca katılan diğer kişilerle konuşmaya çalışın. Şu soruları sorun: * Başarı ve başarısızlık oranları nedir?
* Bu program diğerlerinden daha iyi ne yapıyor?
* Diyet ve beslenme konusunda katılımcılara kimi eğitimci olarak öneriyor? * Bu kişi eğitimli mi, uzman mı yoksa değil mi?
* Ne kadar sıklıkta ziyaret gerekiyor?
* Bu programa devam etmenin sağlık açısından riskleri var mı?
* Özel yiyecekler, yemekler, diyet ekleri ya da araçlar almak zorunda olacak mısınız? * Süpermarketten istenilen gıdaları satın alabilir misiniz?
* Öğün ve atıştırmalarda ailenin diğer üyeleriyle aynı yiyecekleri yiyebilecek misiniz?
* Tam olarak bu programın maliyeti ne olacak? Hedefinize ulaşırsanız anlaşma yapar mısınız? * Uzun dönemli üyelik seçenekleri nelerdir?
* Bu program, kilo verme gerçekleştiğinde verilen kiloyu koruma programına sahip mi? * Ne tür bir profesyonel destek var?

Başarılı kilo vermenin gizlerini tespit etmek
Kilo vermeye çalışan bir çok kişi, diyet yapan diğer başarılı kişilerden büyük oranda etkilenir. Başarı hikayeleri ve öneriler, geçmişleri ya da şu anki başarı durumları hakkında moralleri bozuk olan kişilere yardımcı olabilir. “Orada olan” birçok kişi ile konuştuktan sonra, bu “gizler” sizin başlamanıza, devam etmenize ve başarılı sonuçlar almanıza yardım etmek için bir araya getirilmiştir. * Bebek adımları ile hareket edin.
* Aşırı açlıktan kaçınmak için günde beş ya da altı kez küçük öğünler yapın.
* Doygun hissetmenize yardım edecek birçok meyve ve sebze, yüksek lifli gıdalara odaklanın. * Gerçekçi hedefler belirleyin.
* “Diyeti” değil sağlıklı beslenmeyi düşünün.
* Tabağınızda her zaman bir miktar yemek bırakın. Doyduysanız yemeyi kesin. * Akşam 19:30′dan sonra mutfağı kapatın.
* Ne olursa olsun hareketli olun. Merdivenleri çıkın, köpeğinizi gezdirin ya da öğle yemeği esnasında hareketli olun; bunların hepsi sonucu etkileyecektir.

Kilo vermek için aldığınız yol ne kadar olursa olsun öncelikli hedefiniz, bir noktada öz yetkinliği başarabilmek için bu süreçte kendinizi yeteri düzeyde eğit­mektir. Son olarak gıda alımınızı kontrol altına almalısınız, yiyecek takıntılarınızı azaltmalı ve sağlıklı bir yaşam tarzı ile yaşamalısınız. Kilo vermede sizin temel hedefiniz, hayatınıza hareketi katarken akıllı gıda seçimleri yapmak olmalıdır. Hem uzun hem de kısa vadeli gerçekçi hedefler belirlemeyi öğrenmeniz ve yavaş, güvenli ve etkili şekilde zayıflayarak sağlığınıza dikkat etmeniz gerekir.

Başarılı kilo kaybı, kiio vermek ve yeniden eski alışkanlıklara geri dönmek değildir. Kilo vermek, sağlıklı yeme ve düzenli egzersiz yapmaya yönelik yaşam boyu sürecek bir sorumluluktur.

Sihirli bir yanıt olmadığını unutmayın. Sizin için en iyi olanı bulmak size bağlıdır. Motivasyonunuzu yüksek tutun, tutumunuzu değiştirin, bir adım atın ve bunu sağlığınız için yapın.

Zayıflamanın en iyi yolu nedir?

İyi bir uykunun püf noktaları

Geceleri sürekli uykunuzun yarıda kesilmesinden, bir türlü üzerinizdeki yorgunluğu atamamaktan şikayet duyuyorsanız sizlerde de uyku problemi var demektir. Uygulayacağınız bazı yöntemlerle ve basit tedbirlerle kesintisiz ve sağlıklı bir uyku uyuyabilirsiniz.

uyku6 İyi bir uykunun püf noktaları

Her gün aynı saatte uyanın Gündüz vakti olabildiğince aydınlık ortamlarda bulunun, Sabah çalışmaya başlamadan önce biraz yürüyüş yapın (ışe yürüyerek gidebilirsiniz) Günlük yürüyüş süresi ortalama 45 dakikadan kısa olmasın, Aldığınız kafeini (Kahve, çay, çikolata) kısıtlayın. Günde 2 fincandan fazla kahve içmeyin. Uykuya dalmakta veya sürdürmekte sorununuz varsa kafeini tamamen hayatınızdan çıkarın, Mümkün ise sigarayı azaltın, uyku ile ilgili sorununuz varsa sigarayı tamamen bırakmaya çalışın, lkol alımını kısıtlayın. Uyku ile ilgili sorununuz varsa alkollü içeceklerden tamamen uzaklaşın.

Uykunuz gelirse gündüz vakti kısa süreli uyuyabilirsiniz ama gece uykusuzluk çekiyorsanız gündüz uyumamalısınız,

Yatak odanızı uyuma ve cinsellik dışında kullanmayın, yatak odanızı çalışma odası olarak kullanmamalısınız,

Yatak odanız ısı, ışık ve gürültü açısından sizi rahat ettirecek şartlarda olmalıdır,

Uykuya uyanmayı arzu ettiğiniz zamandan 9 saat önce başlayın

Uyumadan 1 saat önce günlük aktiviteyi bitirin, 15 dakika boyunca o gün yaşadığınız sıkıntıları, başarıları ve mutlulukları bir kağıda yazın sonra 45 dakika boyunca gevşemeye çalışın, uyarıcı olmayan şeyler yapın (hafif şeyler okuyun, klasik müzik dinleyin, ılık köpüklü bir banyo yapın, meditasyon yapın, 1 bardak ılık ballı süt için)

Sonra yatağa girin, gözlerinizi kapatıp uykuya dalmanın keyfini çıkarın

Eğer yaklaşık 15 dakika süreyle uykuya dalamadıysanız kalkın ve başka bir odaya gidin ve uykunuz gelinceye kadar gevşemeye çalışın, uykunuz gelince tekrar yatağa gidin. Bu durum tekrar edebilir ama mutlaka her gün aynı saatte uyanmaya özen gösterin.

İyi bir uykunun püf noktaları

Kemikler için en iyi yiyecekler: sebze ve meyveler

Kemikler için en iyi yiyecekler: sebze ve meyveler

Yeşil sebzeler, fasulyeler, tofu, susam ve hatta portakalda, süt ürünlerinden kaynaklanan problemler olmaksızın kullanıla­bilecek bol miktarda kalsiyum vardır. Hayvansal ürünler, sod­yum, şeker ve kafeinin fazla olduğu bir diyet uygulamadığınız takdirde, kalsiyumu vücudunuzda daha iyi muhafaza edece­ğinizi ve o kadar fazla bir miktara da ihtiyacınız kalmaya­cağını unutmayın.
Çoğu yeşil sebzedeki kalsiyum emilimi oranı yüzde 50′nin üstündeyken, sütte bu oran yüzde 32′dir. Ayrıca, hayvansal protein idrarla kalsiyumun atılmasına yol açtığından, sebzeden gelen kalsiyumun tutulma oranı daha yüksektir. Bütün yeşil sebzeler kalsiyum açısından zengindir.

Amerikalıların “tavuk ve makarna” tarzındaki diyeti kalsi­yum açısından önemli ölçüde fakirdir. Bu yüzden, mineral açısından fakir olan bu diyete kalsiyum kaynağı olarak süt eklemek yüzeysel bir fayda sağlar. Yine de diyette hiç kalsi­yum olmamasından iyidir. Bununla birlikte, bu tarz diyette kalsiyumdan çok fazlası eksiktir. İnek sütünün bu kadar önemli bir kalsiyum kaynağı olarak kabul edilmesinin tek sebebi, Amerikan diyetinin, kalsiyum içermeyen hayvansal ürünlere, işlenmiş tahıllara ve şekere dayanmasıdır.

Yeterli miktarda rafine edilmemiş bitkisel gıda içeren sağ­lıklı bir diyet, süt olmaksızın gerekli miktarda kalsiyuma sahip olur. Sebze ve meyveler kemikleri güçlendirir. Araştırmacılar, bol sebze ve meyve yiyenlerin kemiklerinin daha yoğun olduğunu bulmuşlardır. Bu araştırmacılar, sebze ve meyvele­rin sadece kemik sağlığı açısından önemli olan potasyum, magnezyum, kalsiyum ve diğer besinler açısından zengin olmakla kalmayıp, alkalin oldukları ve asit üretmedikleri için idrarla kalsiyum kaybına da neden olmadıkları sonucuna var­mışlardır. Yeşil sebzelerin kalça kırıklarını azaltmada özellikle güçlü bir etkisi vardır; çünkü sadece kalsiyum açısından değil, kemik sağlığı için önemli olan K vitamini gibi diğer besinler açısından da zengindirler.

Kemikler için en iyi yiyecekler: sebze ve meyveler

Sezonun en iyi 5 paltosu

-sezonun-en-iyi-5-paltosu-.jpg2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Yeni sezonda camel rengi ve militer stil özellikle palto ve kabanlarda çok popüler. Hemen hemen tüm markalarda bu tarzı yansıtan paltoları görmek mümkün. Seçeneğiniz çok, zevk sizin.

Zelfist, sezonun en güzel 5 palto modelini seçmiş, bizim de çok beğendiğimiz bu paltoları bakalım siz de beğenecek misiniz?

2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Militer
Burberry Prorsum, bu sezon militer akımını en iyi yansıtan markalardan biri. Eğer zarif biçimde askeri modayı takip etmek ve paltoya yatırım yapmak isterseniz, Burberry Prorsum ilk bakmanız gereken yer.

Siyah militer bir paltoyu uzun yıllar giyebilirsiniz. Çok detaylı modellerden uzak durun o yüzden. Ufak detaylarda askeri hava taşıması yeterli…

, en güzel militer palto ve ceket modellerini sizin için seçti. Konuyla ilgili yazımızı okumak için tıklayın: 2011 Militer Palto ve Ceket Modelleri 2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Camel
Phillip Lim’in camel rengi bu paltosu, sezonun en güzel modellerinden biri. Sofistike ve dikkat çekici…

Uzun deri eldivenlerle tamamladığınızda müthiş trendi görünebilirsiniz. Ya da uzun kollu kazaklarla… Sezonluk bir parça gibi görünse de, o gerçek bir klasik!

Doğal ve minimalist devetüyü rengi, 2010 2011 Sonbahar Kış modasının gözdesi. Kabandan elbiseye devetüyü renginde öne çıkan tasarımlar ‘da: 2010 2011
sezonunda devetüyü rengi 2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Omuz detayı
Bu sezon apoletler çok ön planda, farkındasınız. Fakat dış giyimde apoletli parçalara pek meyil göstermemeniz iyi olur çünkü trendi birebir yansıtan parçaların ömrü kısa olur.

Onun yerine Celine’in paltosunda olduğu gibi şık ve farklı detaylar barındıran parçalar her zaman giyilebilir. Modern ve sofistike…

Bu sezon moda da radikal değişiklikler yok ama güzel trendler var. Bakalım, 2010 2011 Sonbahar Kış modasında ne var ne yok? Trendler ‘da: 2010 2011 Sonbahar Kış sezonunda neler giyeceğiz? 2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Kürklü
Kürk, 2010
2011 Sonbahar Kış modasında hemen hemen her parçada bulunuyor. Marc Jacobs’un kemik renkli kürklü paltosu çocuklarınıza dahi saklayacağınız zamansız bir parça ve iyi bir gardırop yatırımı.

Unutmayın, kürk geçmişte de vardı, şimdi de var, gelecekte de olacak.

Sıcaklıklar düştüğünde ve kat giyinmeye başladığımızda bile tarzımızı korumak isteriz. Peki, kışın üst üste giyinirken nasıl stil sahibi olacağız? ‘da: Kış için şık stil önerileri
2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Maskülen
Düz ve keskin hatlar, yalın çizgiler taşıyan maskülen paltolar, kadınların her zaman vazgeçilmezi oldu. Etro’nun füme rengi, kruvaze yaka maskülen paltosu ne kadar az, o kadar iyi mantığını üstünüzde taşıyor.

Maskülen kıyafetlerin
feminenlikten uzak olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Maskülen, her zaman seksi ve çekicidir.

Maskülen kadınlar bu sezon da revaçta; gerek takımlarla, gerek mokasen ayakkabılarla, gerekse erkeksi saçlarla… Maskülen giyim çok moda! 2010 Sonbahar 2011 Kış modasında dış giyimde tarzlar ve renkler oldukça öne çıktı. Bu kadar çok çeşit arasından en stylish parçalar hangileri merak ediyor musunuz?Camel renk nasıl giyilir? Sezonun en popüler ve en fonksiyonel rengi camel ile farklı tarzlar yakalayabilirsiniz. Camel ile en şık kombin önerileri ‘da!

Kırmızı nasıl giyilir? 2010 2011 Sonbahar Kış modasında kırmızının fazlaca önemi var, biliyorsunuz. Peki, bu iddialı rengi korkusuzca nasıl giyebilirsiniz?

Çiçek deseni nasıl giyilir? 2010 2011 Sonbahar Kış modasının en güzel trendlerinden biri çiçek desenleri. İrili ufaklı, renkli çiçekleri üstümüzde nasıl taşıyabiliriz? Ne şekilde
kombinler yapabiliriz? ‘da.

Temel stil kuralları Zevkler ve renkler ayrı da olsa, bazı temel noktalar var ki dikkat etmeliyiz. Temel stil kuralları, renklerin doğru kullanımı… İç çamaşırı, aksesuar, doğru ayakkabı seçimi. Hepsi ‘da

Sezonun en iyi 5 paltosu

Öksürük için evde ne yapsak iyi gelir?

-oksuruk-icin-evde-ne-yapsak-iyi-gelir-.jpgÖksürüyorsanız, hemen doktora başvurmadan önce evde uygulayabileceğiniz basit tedavi yöntemlerini denemelisiniz. İşte, evde yapabilecekleriniz…Öksürüğün ilk başlarında korkup hemen doktora gitmek gerekmez. Birkaç gün öksürüğün takibinin yapılması gerekir. Öksürük gittikçe hafifliyorsa, şiddetini azaltıyorsa; ateş, balgam, balgamda kan görülmesi, nefes darlığı gibi ilave belirtiler görülmüyorsa basit semptomatik tedaviyle iyileşebilir. Üstelik evde uygulayabileceğiniz basit tedavi yöntemleri de iyileşmenize katkıda bulunabilir. Ancak birkaç gün içinde iyileşmeyen öksürük, ciddi bir hastalığın belirtisi de olabilir. Öksürük sorunuyla ilgili merak edilen tüm soruları Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Çiğdem Serttürk yanıtlıyor…

Öksürüğün sebepleri nelerdir?
En sık karşılaşılan öksürük türü viral, yani virüs
nedenli öksürüklerdir. Ancak bunun dışında ciddi hastalıkların da bir bulgusu olabilir öksürük. Ses teli kanseri, bronş kanseri, kalp yetmezliği, astım ya da koah denilen akciğer hastalığının belirtisi olabilir. Bu tür öksürükler kısa süreli değil, uzun sürelidir ve genelde yanında birkaç tane daha semptom olur.

Örneğin, kanserlerde kilo kaybı, halsizlik, zayıflama, balgamda kan görülmesi, sırt ağrıları eşlik edebilir. Kronik akciğer kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Sigaradan dolayı oluşan en önemli semptom gece gelen nefes darlığıdır. Kalp yetmezliğinde düz yatamamak, buna bağlı olarak gece uykudan uyandıran öksürükler oluşabilir.

Başka hastalıkların belirtisi olan kronik öksürük ile ilgili ‘un yazısına tıklayın.

Öksürük bulaşıcı mıdır?
Eğer bir sekresyon (akıntı) içeriyorsa bulaşıcıdır. Özellikle viral ve bakteriyel enfeksiyonlar
bulaşıcıdır. Reflü ya da alerjikten kaynaklanan öksürük ise bulaşıcı değildir. Bulaşıcı öksürüklerin kuluçka dönemlerinde bulaşıcılıkları çok yüksektir. Bu öksürükler genelde damlacık enfeksiyonuyla bulaşırlar. Damlacık enfeksiyonu da öksürdüğünüz zaman havada asılı kalan bakteri veya virüslerin oluşturduğu enfeksiyon biçimidir.

Enfeksiyondan korunmanın yolu, enfeksiyon taşıyan kişilerden uzak kalmak, öpüşüp sarılmamaktır. Enfeksiyonu taşıyan sizseniz, başka insanlara bulaştırmamak için ağzınızı kapatarak öksürmek, elleriniz enfekteyse tokalaşmamak gerekir.
Öksürüyorsak doktora ne zaman gitmeliyiz?

Öksürüğün ilk başlarında korkup hemen doktora gitmek gerekmez. Birkaç gün öksürüğün takibinin yapılması gerekir. Öksürük gittikçe hafifliyorsa, şiddetini azaltıyorsa; ateş, balgam, balgamda kan görülmesi, nefes darlığı gibi ilave semptomlar görülmüyorsa basit
semptomatik tedaviyle iyileşebilir.

Klinik olarak tablo ağırlaşıyor, 3-4 gün içinde öksürük düzelmiyorsa doktora başvurmak gerekir. Başvurduğunuz dönemde septomları takip etmeniz de çok önemli. Öksürüğün başlangıcı nasıldı, nasıl gelişti; öksürüğe ateş, ağrı ilave oldu mu; tüm bunları doktorunuzla paylaşırsanız onu çok daha iyi yönlendirmiş olursunuz.

Öksürük nasıl tedavi edilir?
Basit öksürüklerde tedavi düşünmeyiz, öncelikle takip etmek isteriz. Bir iki gün geçen öksürüklerde ise nasıl bir öksürük olduğunu anlamak isteriz. Kuru öksürük mü, dışarıdan gelen boya, toz gibi bir maddeye bağlı bir öksürük mü, anlamaya çalışırız. Eğer bir kuru öksürükse bunun nedenini araştırırız.

Kuru öksürüğün birkaç nedeni vardır. Geniz akıntısı en önemli nedendir. Balgamlı öksürükler önemli hastalıkların belirtisi olabilir. Bunu anladıktan
sonra tedaviye geçmek gerekir. Tedavi her gün için ayrı ayrıdır.

Basit öksürüklerde semptomatik tedaviler veriyoruz. Geniz akıntısını azaltacak basit ilaç tedavileri, göğsü yumuşatacak sıvı alımları (bitki çayları, su ile olabilir), burun açıcı ilaçlar, uzamış bir öksürükse inhaler denilen, alerjik bronşit ve alerjik astımda kullanılan ilaçlar verilir.

Öksürük için evde ne yapsak iyi gelir?
En önemli tedavi biçimi, bol sıvı almaktır. Ne kadar çok sıvı alırsanız öksürüğünüzün şiddeti ve kuruluğu o kadar azalır. Çünkü su balgamı iyi çözen maddedir. Onu dışında ıhlamur, adaçayı gibi bitkisel çayları içmenin sakıncası yoktur.

Burnunuz tıkalıysa buğuseptil yapmak, tuzlu su uygulamak yararlıdır. İki üç gün içinde öksürük geçmiyorsa, hastalık daha da büyüyor anlamına gelir. Eğer bu öksürük evdeki bir nedenden dolayı oluşuyorsa, örneğin evde
boya yaptırdıysanız ya da odaları halı kaplattıysanız, sizi allerjik öksürüğe iten etkenden uzaklaşmak, tedavide temel prensiptir.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Dr. Çiğdem Serttürk

Öksürük için evde ne yapsak iyi gelir?

İşte kalbin en iyi ilacı olan meyve

İşte kalbin en iyi ilacı olan meyve

Alıç, dağlarda kendi başına yabani olarak taşlık ve kayalık yerlerde yetişiyor. Aynı zamanda bu meyve kışın habercisi olarak da biliniyor. Sarı, kırmızı renkteki meyve ekşimsi tadı ile ekşi muşmula olarak da biliniyor.

Alıçın her yöreye göre değişen farklı isimleri de bulunuyor, halk arasında yemişen, akdiken, geyik dikeni, geviş ve edran olarakta biliniyor. Halk arasında kalbin en iyi ilacı olarak bilinen alıç için Avrupa’da yapılan araştırmalarda bunu doğruluyor. Alıçın yapılan araştırmalarda kan basıncını dengelediği, kalbin kasılma gücünü çoğalttığı, kalbe ve beyne kan akışını artırdığı ve kalbi, kalp ritim bozukluğuna karşı koruduğu tespit edilmiş. Kronik kalp yetmezliği olan hastalar üzerinde
yapılan araştırmalarda olumlu etkileri saptanmış, bu bitkinin kullanımının güvenilir oluşuna dikkat çekilmiştir. Aynı zamanda alıçın, kalp yetmezliği hastalarının kullanmış olduğu ilaçlarla etkileşime girmediği tespit edilmiştir.

Meyvenin, kalbin fazla çalışmasını engelleyerek kalp atışı sıklığını azaltıcı etkileri ile kan damarlarının çeperlerini kuvvetlendirir ve vücudun diğer bölgelerine olan kan akışında da düzenleyici bir etkisi vardır. Damarları genişleten ve kalbe kan ve oksijen akışına yardımcı olan (bioflavononid) alıçta yüksek oranda bulunur. Alman’ya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E komisyonu, alıçı kalp yetmezliğinde kullanmaya onay vermiş, bazı Alman tıp doktorları da reçetelerde kalp ve damar hastalıkları için en iyi doğal ilaç
olarak göstermişlerdir.

İşte kalbin en iyi ilacı olan meyve